Irak Ve Horasan Selçukluları Tarihi
İmad Ad-Din Al-Katib Al-İsfahani’nin Al-Bondari tarafından ihtisar edilen Zubdat Al-Nuşra Va Nuhbat Al Usra adlı kitabının tercümesi
Çevirenin Ön Sözü
Türk tarih kurumu reisi, üstadım Şemseddin Günaltay’ın emriyle tercüme ettiğim, Bündârî’nin Irak Selçukilerine dair olan “Zübdetün-nusra ve Nühbe- tül-usra, adlı bu mühim eserin ehemmiyeti ve üç müellif kalemiyle nasıl meydana geldiği hakkında söz söylemeye lüzum yoktur. Zira bu husus, kitabın başında bir parça beyan edildiği gibi, bu eserin arapça metnini neşreden Hutsma’nın Fransızca mukaddimesisinin tercümesini kitabın evveline koyduğumuzdan, bu hususları izah etmeye hacet kalmamıştır. Çünkü Hutsma eser hakkında ve arapça metni, zamanımıza kadar getiren nüshalar ve eserin müellifleri hakkında lâzımgelen malûmatı vermiştir. Yalnız, eseri ihtisar eden üçüncü, müellifin tercümei haline dair kâfi derece malûmat verememiştir. Zaten bu hususta fazla izahata tesadüf edilemiyor. Hutsma tarafından söylenmiş olduğundan tekrarına lüzum olmamakla beraber şunu söylemek isterim: Bu eser, Irak Selçukilerinin tarihine dair şimdiye kadar meydana çıkan eserlerin en mühimmidir.
Neşredenin Ön Sözü
Burada ilk defa neşretmekte olduğum metin, uzun zamandan beri müsteşriklerce biliniyordu; Quatremère, lenguistik’e dair notlarında bu metni çok defa zikrediyor. Defrèmery, şark tarihi denemelerinde onu kullanıyor.
Bu kere, 1886 da, Baron von Rosen cenapları, Rusça tercümesiyle beraber bu metinden bir örnek neşretti, Başında, eserin mahiyetine metnin, bize kadar geldigi vakit, içinde bulunduğu yazmaların kıymetine dair birkaç doğru mülâhaza vardır. Bündârî’nin eseri, Selçuk tarihini ilgilendiren bir metinler dergisinin dışında kalamazdı. Şüphe götürecek cihet yalnız şudur: Sonra gelmiş bir müellifin kaleminden çıkmış olan bu hulasa yerine, Imadüddin’in asıl eserini neşretmek daha iyi olmaz mıydı? 1886 da bu derginin birinci cildini çıkartırken benim fikrim bu idi; fakat pek katî sebepler beni, fikrimi değiştirmeye sevk etti. Ümid edebilirim ki okuyucu, bu sebepleri göz önünde tutunca, bana hak verir.
Elimizdeki bu eser üç kişinin çalışmasıyla meydana gelmiştir: önce, Vezir gibi tantanalı bir başlık vermiş فتور زمان الصدور وصدور زمان الفتور Enûşirvan bin Halid olduğu birtakım hâtıratı Farsça kaleme almıştır. Flügel, bu başlığı şöyle tercüme ediyor: tepor temporis hominum principum et homines principes temporis teporis, yahut: vezirler zamanının fetreti ve fetret zamanının vezirleri. Bu hatırat, yalnız müellifin hayatında, yani Melikşah’ın hüküm sürdüğü zamandan Tuğrul bin Muhammed’in ölümüne kadar (1072-1134), geçen vakalara inhisar etmektedir. İmadüddin, bu hâtıraları arapçaya tercüme etti ve selefinin sükutla geçiştirdiği birçok teferruatı ona ekledi.
Değerlendirmeler
Filtreleri temizleHenüz değerlendirme yapılmadı.