Divan-ı Kebir -Çok geniş bir hacme sahip olduğundan Dîvân-ı Kebîr adı verilen esere, şiirlerde genellikle Şems, Sems-i Tebrîzî mahlasları kullanıldığından Dîvân-ı Şems veya Dîvân-ı Şems-i Tebrîzî adı da verilmiştir. Dîvân’ın yazma nüshaları 30.000 beyit ile 50.000 beyit arasında değişir. Asıl muteber nüshaları 43.000 beyitten fazladır. Bu nüshalarda şiirler bahirlere göre sıralanmış, ayrıca her bahirdeki şiirler kafiyelerine göre alfabe sırasına konulmuştur (yazma nüshaları için bk. H. Ritter, s. 144-155). Dîvân-ı Kebîr’in beyit sayısı eski basımlarında 30.000 ile 50.000 arasında değişir (Karatay, s. 33 vd.). Eserin bazı basımları ile yazma nüshalarında Sultan Veled, Cemâleddîn-i İsfahânî, Enverî, Şems-i Tâbesî ve Şems-i Meşrikī’nin gazellerine de rastlanır. Dîvân’daki rubâîler genellikle ayrı bir eser olarak derlenmiştir.
Divan-ı Kebir’deki rubâîler Türkiye’de ilk olarak Veled Çelebi tarafından yayımlanmış (Rubâiyyât-ı Hazret-i Mevlâna, İstanbul 1314), 1942 rubâî ihtiva eden bu eseri M. Nuri Gençosman Mevlâna’nın Rubaileri I-II adıyla Türkçe’ye tercüme etmiştir (İstanbul 1965). Hasan Âli Yücel 167 rubâînin tercümesini, Farsça’ları da Latin harfleriyle yazılmış olarak Seçme Rubailer adıyla yayımlamıştır (İstanbul 1932). Âsaf Hâlet Çelebi’nin kendi el yazısıyla metin ve tercümesini ihtiva eden 276 rubâî Mevlâna’nın Rubaileri adıyla neşredilmiştir (İstanbul 1939). Abdülbaki Gölpınarlı 210 rubâîyi Seçme Rubailer adıyla yayımlamış (İstanbul 1945), daha sonra Dîvân-ı Kebîr tercümesine esas aldığı nüshanın sonunda bulunan 1765 rubâîyi Rubâîler adıyla tercüme etmiştir (İstanbul 1964). Rubâîler son olarak Şefik Can tarafından tercüme edilmiştir (Hz. Mevlânâ’nın Rubaileri, I-II, İstanbul 1991). 2217 rubâî ihtiva eden bu tercümede rubâîlerin Farsça metinleri de yer almaktadır.
Değerlendirmeler
Filtreleri temizleHenüz değerlendirme yapılmadı.